Yurdumun bağımsızlığı için, yaz sıcağında yanan bir taş gibi tüm yaşamımı kalbim yanarak geçirdim.

Savaştan fırsat bulduğumda, bir elimle yaramdan akan kanı durdurmaya çalışırken, öbür elimle mısır pastasını bir ağacın altında halkımın en küçüğüyle paylaştım.

Ömrüm attan inmeden savaşlarda geçtiği için, doğan çoçuğumu bile ancak ata binecek kadar büyüyüp dizgin elinde karşıma geldiği zaman tanıdım.

Vücudumda otuz beş yıl boyunca düşmanın kılıç ve kurşunlarının açtığı on altı yara var. Ve uğurlarında bu zorluklara katlandığım insanlar peşime düşmüş ağlıyor, Allah rızası için bizleri bırakma diye haykırıyorlar.

Bir gün atımın üstünde ve kılıcım elimde yurduma geri döneceğim… Eğer dönemeden ölecek olursam, bedenimden hiç değilse bir parçayı vatanıma götürün ve köyümün mezarlığına gömün…

Your email address will not be published. Gerekli bölümler * ile işaretlenmiştir

*